Eğitim doğumdan ölüme kadar süren uzun bir süreçtir. Kısaca eğitim yaşamın ta kendisidir. Burada en büyük yük aile ve eğitimcilere düşmektedir. Kişinin gelişmesi ve bu ülkeye yararlı bireylere dönüşmesi aile ve eğitimcilerin asil görevi olmalıdır.
Geçmişten günümüze baktığımızda yüzler değişse de eğitim anlayışları bir türlü değişmediğini görmekteyiz. Birinin düzgün yaptığı işi diğeri bozuyor. Ayrıca herkes eğitimin düzelmesi gerektiğini söylüyor fakat nasıl düzeleceği konusunda kimse ne yapılması gerektiğini söylemiyor. Tabiri caizse : ‘’Araba devrilince yol gösteren çok olur’’
Eğitimin en önemli ögesi öğretmendir (eğitici). Fakat baktığımızda öğretmen yetiştiren kurumları bile farklı mecralara kurban verdik. Türkiye’de o kadar öğretmen varken veteriner, muhasebeci, bankacı veya maliyeciye öğrencilerimizi teslim ettik. İş böyle olunca eğitimin geldiği durum ortada ne yazık ki. Aslında baktığımızda teknolojinin olduğu bu devirde iş kolay olması gerekirken işin daha da zorlaştığını görmekteyiz. Biz teknolojiyi sosyal medyada kullanır olduk. Baktığımızda internette ne istersen var. Öğrenci bu imkanları kullanacağı yerde onların gelişimine ters etki edecek mecralara dalıyor ve elimizdeki pırıl pırıl öğrenci yok olup gidiyor. İşte burada eğitimci devreye girecek olumlu olumsuz durumları öğrenciye aktarması lazım. Tabi eğitimciye bunu yapacak fırsatı verseler. Öğretmen öğrenciyi istediği gibi yetiştiremiyor.
Ezber odaklı bir eğitim verilmektedir. Öğrenci sınıfı geçsin de ne olursa olsun zihniyeti vardır. İş böyle olunca ortaya sorgulayamayan, her şeyi olduğu gibi kabul eden, gelecek anlamından bir hedefi olmayan bireylerin türediğini görmekteyiz. İşte böyle bireylere geleceğimizi emanet etmek ve bu ülkenin kurtuluşu için düşündürüyor. Nereden dönersek kar misali o gün bugündür bir devrim yapıp elimizden geldiği kadar bazı şeyleri düzeltmek için çaba içine girmemiz gerekir.
Sonuç olarak baktığımızda eğitim hayatımızın her anında vardır. Düşünen, gelişime açık, ne yaptığını bilen bireyler yetişebilmesi için eğitimci ve ailelere büyük iş düşmektedir. Öğrencilere eğitim anlamında gelişim göstermeleri için onların da çaba için de olması gerekir. Aile çocuk eğitimine önem vermeli ve ona gereken değeri vermelidir. Eğitimin olumlu anlamda gelişmesi için bütün paydaşlara büyük iş düşüyor onun için herkes üzerine düşeni yapmalı ne olursa olsun onlar bizim evlatlarımız. Onlara güzel yarınlar inşa etmek için büyük iş düşer. Güzel yarınlar için onların kendilerini ifade edecek fırsatlar vermeliyiz. Ayete de denildiği gibi ‘’ “Allah size, emanetleri mutlaka ehline veriniz.’’ Diye emredildiği gibi olmalı. Güzel yarınlar için asıl işi ehli olan öğretmenlere vermeliyiz.
Kalın sağlıcakla…
Tebrik ederim hocam sorumluluk bilincinde olup toplumdaki aksaklıkları ifade etmeniz ve özellikle Türkiyemizdeki eğitim sorunlarına değinmeniz çok güzel. Başarılarınızın devamını dilerim.
Teşekkürler kardeşim maalesef bizim yarayan kanamız.
Tebrikler Abdulkadir Hocam,fazlası var eksiği yok eğitimdeki sorunların…
Teşekkür ederim hocam.
Seydi amcanın dediği gibi Urfada 3E eksikliği var. 1- Eğitim 2- Ehlak 3-Ekonomi
Şanlıurfa’da eğitim YOK. Teras katta okul kurmuşlar. Bodrum katta okul var. Konteynırı okula çevirmişler. Petrolun içinde okul var.
Ağzınıza yüreğinize sağlık hocam güzel noktalara değindiniz . Bozulan çarkta hepimiz dönmekteyiz ve hiçbirimiz çarkı düzeltmek için elimizi taşın altına koymuyoruz. Böyle güzel yazılarınızının devamının olması dileğiyle
Teşekkürler üstad
Şanlıurfa eğitimde son sırada. Nedenine inecek olursa sizinde dediğiniz gibi bankacı, veteriner vb. Meslek Yüksek okulu mezunların ücretli öğretmenlik yapmasıdır.
Başta Şanlıurfa'mızda olmak üzere eğitim başlı başına bir problemdir.